20080324

yürüdüm ben yine

bu sene de yaz okuluna gideceğimi bir elimde istatistik bir elimde matematik notlarını tuttuğumda anladım. önce hangisi ağır diye tarttım, hafif olana çalışacaktım. ikisnde de beş saifeden ileri gidemedim. müzüğümü aldım kendimi dışarı attım. saat akşam dokuzdu, kampüs boştu. en güzel zamanıydı. etraf sarı sokak lambalarıyla aydınlanıyordu. kazu söylüyordu kulağıma kulağıma, sennheiserlara verdiğim parayı bir kez daha helal ettim. her bankta bir çift oturuyordu, bahar mı geliyor ne? bu sefer parkurumu tersten dolaştım, yolda markete uğrayacaktım. kapalıydı kendisi. hemen arkasında amerikan yol lokantası tarzında döşenmiş ve içinde bir adet mini market bulunduran fasiliteye girdim. istediğim birşey yoktu, cebimdeki beş yetele herşeye yetti. üstünü bile aldım. parkurumu ters döndüğüm için indiğim yokuşları çıkmam, çıktığım yokuşları inmem gerekti. okulumuzun en büyük yalanlarından biri olan %10 eğim tabelasına vardım. oysa bu yokuş dünyanın yuvarlak olduğuna inandıracak cinsten. kızınca yarattığım kinetik enerjiyi kullanıp aştım kendilerini. otel her zamanki gibi boştu. kafeterya boştu. helikopter pisti boştu. internet merkezi boştu. bir ben vardım. bir de her ağacın arkasında ninjalar vardı. son virajımı alırken, uçurumun yanında olan, kazu güzel birşeyler fısıldadı yine kulaklıklardan, ellerime sıcak rüzgar vurdu, kesin bahar geliyordu, montum paraşüt etkisi yapsın uçayım istedim. olmadı lan.

No comments: