20071215

birşey anlatmama sanatı

berk adam 1986-2086
>etrafımdaki insanlarla iletişimim all-time-low diyebileceğimiz konuma doğru hızla ilerliyor. artık birkaç kişiyle düzenli olarak görüşüyorum, belki de oluru bu ama ne zaman aklıma uzunca görüşmediğim (ve sevdiğim) biri gelse üzülüyorum. ardından bu kişilere msn, mail yoluyla sitem etmek gibi ucuz hareketlere girişiyorum. madem az görüşüyoruz kapayalım bu defteri mesajını verme çabasına girmem için komutlar yolluyor kalbim ama bunu yapmam. eskilerden birisini gördüğüm zaman o dostluğu saniyede canlandırmak hayatta tadılması gereken hislerden biri. 15 dakika sonra ayrılırkenki soğukluk da öyle. yakınımdan sıcak birşey geçti ama şimdi yine üşüyorum. ilk başta bunun sebeplerini okul yüzünden sürekli olarak şehir değiştirmeme verdim ama şimdi baktığımda bu bahane türetmeye giriyor. aynı şekilde arkadaşlarım da türetmeye başlayınca kopukluklar yaşanıyor. buna bir dur demeye karar verdim ve her zaman doğru kararlar alan bir insan olarak (!) validenin huzuruna çıkıp şöyle dedim: -anne ben yeni arkadaşlar bulcam -.-' -oğlum daha eski arkadaşlarını halledemiyorsun yenilerini napacaksın? (güldü bi de) >boksörler yenilince daha bir muzaffer gözükmüyorlar mı, yerden kalkarken ben nerdeyimli bakışlarıyla? okulda boks kursu vardı. tuttuğum bir takım insanın da özgeçmişinde bu spor dalı olunca (mesela bir robert e. howard aklıma geldi şu an) özendim. bu sefer de pederin huzuruna çıktık: -baba boks varmış başlıyım mı? -burnunu düzeltirler. çok dayak yersin. >ne istediğini bilen biri olmak isterdim. belki o zaman kafamı birşeye takar, takıntılı biri olur, zamanın nasıl geçtiğini anlamazdım. >son olarak: şu an odamda bir kuş var -_-'

1 comment:

stickman said...

talih kuşu mu o? yoksa yeni bi arkadaş bulduğunun haberini mi vermeye geldi sana. belki boksa başlamanı tavsiye edicektir :) belki eski bi boksörün tekrar dünyaya gelmiş halidir.